12 Mar 2019

KİM NE DERSE DESİN Mİ ?

yaşın önemi yok dans et

Kim ne derse desin. Gerçekten diyebilir misiniz bunu ? Yoksa önemser misiniz sizi her eleştireni, her yorumu ? Yapmak istedikleriniz bu yüzden yarım kalır mı çoğu zaman ? Ya da hiç yapmazsınız belki. Ne derler yoksa ?

İnsanların sizi ayıplamaması için, garip bulmaması için sizin ve ruhunuzun yapmayı çok istediği şeylerden en sevdiğiniz benliğinizi mahrum bırakmak ne kadar doğru ?

Toplum olarak bu algıyla büyütüldük çoğumuz. O yüzden kim ne derse desin kafasına ulaşmamız, bu durumu aşmamız ciddi bir uğraş gerektiriyor.

Bu yolda rahat hissetmenin en kolay yolu empati. Kendinizi düşünün. Garip bir olay görüp duyduğunuzda yargısızca bakabiliyor musunuz ? Belki de yargıladığınız için yargılanacağınızı düşünüyorsunuzdur. Başka olaylara tepkisizce, yargısızca bakmayı öğrenmeden başkalarının da size tepkili ve yargılı olacağı fikrinden kurtulmanız zordur.

Yolda yürürken şarkı söyleyebilirsiniz, ya da aklınıza bir şey geldi ise gülebilirsiniz. Neden kendi kendine gülmek delilik sayılsın ki ? Kim demiş ? Güzel bir müzik duyduğunuzda kendinizi ritme kaptırabilirsiniz. Ruhunuz koşmak isterken neden tutacaksınız, kasmaya gerek var mı :)

Her insan hayatta dilediği gibi var olmayı hakeder. İçinden gelen müziği duyabilenler için dans etmek garip karşılanmamalı. İçindekini olduğu gibi yansıtan ruhlar yargılanmadan örnek alınmalı hatta. Bunu yapabilen çok az kişi var ne de olsa.

Ruhunuz istediği halde bastırdığınız o güzel hayalleriniz, hep yapmak isteyip de ayıplanırım dedikleriniz, söylemlere kulak verdikleriniz... Kim ne derse desin, siz yargılamayı bırakırsanız hiç bir yargının sizin için de önemi kalmayacak.

Bu hayatı özgürce ve dolu dolu her anı yaşamak varken kabuğunuza çekilmeyin. Korkmayın yaşayın. Güzel yürekli bir şair - Ataol Behramoğlu'nun dediği gibi;

''Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına 
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandırVe hayat, sunulmuş bir armağandır insana.''




YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği
İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya
Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin
İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına
Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın
Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

Ataol BEHRAMOĞLU



Share:

0 yorum:

Yorum Gönder