25 Kas 2019

Mutluluğunuz Kimin Elinde ?


MUTLULUK

Mutlu olup olmadığınızı nasıl belirlersiniz? Daha doğrusu ruhunuzla mı aklınızla mı karar verirsiniz? Nedir mutluluk? İnsanların bu duyguyla alıp veremediği nedir, sürekli bir haz noktasına ulaşma amacı nasıl son bulur? Bir noktaya ulaşıp, bakarsınız ki daha çok fazla ulaşılacak menzil noktalar var. Doymayan doyumsuz olan ve sizi sürekli daha fazlası diye zorlayan zihniniz mi ruhunuz mu?

Zihinlerimiz birileri tarafından çok güzel bir şekilde yönetiliyor. Güzel diyorum çünkü gerçekten çok başarılılar. Tüketim toplumu, indirim günleri, reklamlar, sosyal medya paylaşımları... Tüm bunlar o birilerinin bulup uyguladığı ve daha sonra insanlar tarafından uygulanan onların da ekmeğine yağ süren şeyler. İnsan mutluluğu satın alacağı cep telefonu, araba, ev, ev eşyaları, kıyafetler vs. Bunların her biri menzil noktaları. Beyinlerimize mutlu olma sorumluluğunu verdiğimizde onun bizden istedikleri elle tutulur boyutta şeyler olur. Bizler de menzilden menzile bir şeyleri elde etmek için koşup yorulup dururuz. Ne aradığını bilmeyen rastgele olta sallayan balıkçılar gibi.

Oysa ruhumuzun sesini bir duysak. Bir duysak belki de o bize, mutlu olmak için bir şeyleri görmemize gerek olmadığını söyleyebilir. Sırf onunla bağlantıdayken bile mutlu hissettiğimizi duyumsayabiliriz. Asıl sorunumuz zaten onunla olan bağlantımızı kaybetmiş olmamız. Yanlış gölde balık tutmaya çalışmamız.

Mutluluğun ne olduğu, her ruhun kendi yolculuğuna göre farklı olsa da işin özü mutluluk; ruhunu bilmek, onun yolunun farkında olabilmek. Her yaşanan olumlu olumsuz tüm deneyimlerin onun yolunda nasıl ışık tuttuğunu anlayabilmek. Asıl menzil ruhun yolculuğunda içimizdeki karanlıkları ışığa dönüştürme noktaları. Işık tutan iyi – kötü her deneyim asıl kendimize dair fark ettiğimiz her bilgi bizi daha doyurucu haz noktalarına ulaştırır.

Hayatı bir macera gibi yaşamak daha eğlenceliyken, daha öğretici ve aydınlatıcıyken, beyinlerimiz bizi belli rutinlerde tutmak ister. Düzen ister. Aynı hayatı sıkılsak da ruhumuz öğrenmeye aç olsa da sırf düzen ve rutin sürsün değişiklik olmasın diye orda kalmaya devam ederiz. Adeta ruhun gelişimi ile paralel ilerlememek ister gibi beyinlerimiz.

Aslında ruhumuz beynimize karşı değilken beynimiz onun düşmanı gibi değişimlerden uzak tutmak ister bizi. Böyle güvendesin deriz kendi kendimize. Mutlu olmak için o arabaya ihtiyacımız var o yüzden sevsek de sevmesek de şimdi bu işte çalışmalıyız, araba alınca kısa süreli haz duygusu geçince artan giderler bizi o rutinde tutmaya devam eder. Hayatın macerasını yaşayan insanları ve tüm o deneyimler denizini sadece bir köşesinden izleriz. Biz güvendeyizdir çünkü. Mutluluk için rutinimiz bellidir beynimize göre.

Mutluluk yaşadığımız deneyimlerle içimizdeki ışığı açığa çıkarışımızdır. Ben buyum dedikçe, kendimizi tanıyıp, olumlu olumsuz tüm yanlarımızla sevmeyi öğrendikçe, içimizdeki kilitli karanlık odaları fark edip kilidini açıp ışığını yaktıkça daha mutlu oluruz. Bunlar ruhun menzil noktalarıdır. İnsanın hayata geliş amacı kendini bilmek, ne kadar yüksek bir potansiyele sahip olduğunu görmek, içinde uyuyan gücün farkına varmaktır.

Mutlu olmak aslında çok kolay. Bizi beynimizin yönetmesine izin verirsek o zor yolu seçer, çünkü düzeni böyle kurdular. Oysa ki ruhunu dinleyen ve kendini her an çözümleyen için tüm diğer şeyler gereksizdir. O her durumda bir haz noktası bulup, ışığa yürümeyi bilir.

İçimizdeki ışığa.  

Share:

0 yorum:

Yorum Gönder